Anayasa Mahkemesi, Aydın Bölge İdare Mahkemesi tarafından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4 numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2., 10. ve 35. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemini karara bağlayarak mükellefleri yakından ilgilendiren bir karara imza attı.
Karara geçmeden önce 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun itiraz konusu olan 112. maddesini hatırlatmakta yarar vardır. Madde metni ve ilgili fıkralar özetle şu şekildedir:
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 3. fıkrası ile eksik tahsil edilen veya tahsil edilemeyen vergiler için mükelleflerden verginin ödenmesi gereken tarihten itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar işleyen gecikme faizi vergi aslı ile birlikte alınmaktadır.
Buna karşın aynı maddenin 4. fıkrası ile mükelleflerden fazla veya yersiz tahsil edilen veya iadesi gereken vergilerin, tahsilatın üzerinden çok zaman geçmiş olsa da istenen bilgi ve belgelerin tamalanmasından sonraki üç ay içinde iade edilmemesi halinde bu üç ayın sonundan başlamak üzere düzeltme fişinin tebliğ edildiği günü kadar işleyen tecil faizinin vergi aslı ile beraber ödenmesi öngörülmektedir.
Sözkonusu mevcut madde hükmü kamu kurumları ile mükellefler arasında kamu idarelerinin kamu gücüne dayalı yetkilerini kullanırken hatalı işlemleri nedeni ile oluşan alacaklı-borçlu ilişkilerinin borçlu olan kamu kurumları lehine bozulmasına sebebiyet vermektedir. Bunun yanında kamu kurumlarının borcunu ödemesini geciktirmede teşvik edici olmakta ve vatandaşların devlete olan güvenini sarsmaktadır.
Diğer taraftan fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilatın yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işleyecek faizin ödenmesine ilişkin kanun hükmü ile mükellefleri belli bir süre mülkiyetlerinde olması gereken bir meblağdan kullanma, tasarruf etme ve harcama şeklinde yararlanma imkanından mahrum bırakmaktadır. Bu süre zarfında enflasyon nedeni ile paranın değerinde oluşan aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu mülkiyetin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanmak imkanı da bulunmamaktadır. Bu şekilde mükellefler mülkiyet haklarından mahrum edilerek haksızlığa uğratılmaktadır.
İşte yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı Anayasa Mahkemesi 10.02.2011 günlü ve E: 2008/58, K: 2011/37 sayılı kararıyla, 213 Sayılı kanunun 112. maddesinin 4’üncü fıkrasını, Anayasanın 2. maddesinin hukuk devleti ilkesi ve 35. maddesinin mülkiyet haklarına aykırılıktan dolayı oybirliği iptal etti.
Bundan sonra ne olacak?
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükümleri, iptal kararlarının resmi gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Ancak gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günü ayrıca belirleyebilir. Bu tarih ise kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlamak üzere bir yılı geçemez. (Anayasa 153. madde)
Anayasa Mahkemesinin iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenin tehdit veya kamu yararına ihlal edici mahiyette görürse bir yıllık süre hükmünü uygulayabilir. (Anayasa 153. madde)
Anayasa Mahkemesinin sözkonusu iptal hükmünün hemen yürürlüğe girmesi durumunda mükelleflerin mevcut durumdan daha da geriye gidilmesine ve Anayasa gereği olması gereken durumdan daha da uzaklaşılmasına sebep olarak kamu düzeni ve kamu yararını bozucu niteliğinde olacaktır.
Çünkü mevcut durumda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin dördüncü fıkrası fazla veya yersiz alınan vergilerin iadesinde başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere sınırlı da olsa faiz ödenmesine imkân tanımaktadır. Fıkranın iptali halinde sınırlı olarak yapılan ödemelerin dayanağını oluşturacak bir düzenleme kalmayacaktır. Doğacak bu hukuksal boşluk, iptal gerekçelerinde izah edilen mükelleflerin mülkiyet haklarında mevcut durumdan daha da geriye gidilmesine neden olacağından; bu fıkraya ilişkin iptal hükmünün resmi gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Sözkonusu iptal kararı 14.05.2011 tarihli resmi gazetede yayımlanmıştır. Bu tarihten sonra bir yıllık süre zarfında yasama organı yeni bir düzenleme yapacaktır.
Anayasa mahkemesinin vermiş olduğu bu karar mükellefler için son derece önemli bir kazanımdır. Bundan sonra mükellefler alacaklarını faiziyle birlikte alma imkanına kavuşacaklardır.
Mahmut SUÇİÇEK
Vergi Denetmeni
Kaynak : Muhasebenet.net